Avila

Artur Avila (born 1979) is a Brazilian mathematician, and the first Latin-American to receive the Fields medal. He made numerous discoveries related to chaos theory and dynamical systems.
Artur Avila (born 1979) is a Brazilian mathematician, and the first Latin-American to receive the Fields medal. He made numerous discoveries related to chaos theory and dynamical systems.
Maryam Mirzakhani (مریم میرزاخانی, 1977 – 2017)Stanford Üniversitesi’nde profesörlük yapan İranli bir kadın matematikçiydi. Matematikteki en prestijli ödül olan _Fields Madalyası_nı almış tek kadındır.
Maryam’in çalışmaları dinamik sistemler ve geometrinin kesişiminde yer alıyordu. Karmaşık çokkatlılar ve hiperbolik yüzeyler gibi nesneler üzerinde çalıştı, ancak matematiğin başka alanlarına da katkıları oldu.
Maryam problem çözerken, problemlerin altında yatan güzelliği ve örüntüleri görmek için, kocaman kağırların üzerine eskizler ve diyagramlar çizerdi. Kızı, Maryam’in çalışmalarını ‘resimler’ olarak tarif eder. Maryam 40 yaşında göğüs kanserinden öldü.
Born in Adelaide, Australia, Terence Tao (born 17 July) is sometimes called the “Mozart of mathematics”. When he was 13, he became the youngest ever winner of the International Mathematical Olympiad, and when he was 24, he became the youngest tenured professor at the University of California, Los Angeles.
Tao has received the MacArthur Fellowship, the Breakthrough Prize in mathematics, as well as the Fields Medal, the highest award in mathematics, for “his contributions to partial differential equations, combinatorics, harmonic analysis and additive number theory”.
Together with Ben Green, Tao proved the Green-Tao theorem, which states that there are arbitrarily long arithmetic sequences of prime numbers.
Rus matematikçi Grigori Perelman (Григо́рий Перельма́нborn, born 1966), o zamana kadarki en ünlü çözülmemiş problemlerden olan _Poincaré Sanısı_nı 2003 yılında kanıtlamıştır.
Çetrefilli kanıtı 2006 yılında onaylanmasına rağmen Perelman, bununla birlikte gelen iki büyük ödülü reddetmiştir: 1 milyon dolarlık Clay Miilenyum Ödülü ve matematik alanındaki en prestijli ödül olan Fields Madalyası. Hatta “Para ya da şöhret ile ilgilenmiyorum; hayvanat bahçesindeki bir hayvan gibi sergilenmek istemiyorum” açıklamasında bulunmuştur.
Perelman aynı zamanda Riemann geometrisine ve geometrik topolojiye katkılarda bulunmuştur. Poincaré sanısı, günümüzde çözülmüş olan tek Milenyum Ödülü problemidir.
Yitang Zhang (张益唐, born 1955) was born in China and is now a professor of mathematics at the University of California.
Zhang discovered that there is a number k less than 70 million, so that there are infinitely many pairs of prime numbers that are exactly k apart. This was a groundbreaking discovery in number theory, for which he received the MacArthur award in 2014.
This is similar to the Twin Prime conjecture, which states that there are infinitely many pairs exactly 2 apart (for example 11 and 13) – but no one knows if this is true.
Ingrid Daubechies (born 1954) is a Belgian physicist and mathematician. She was the first female president of the International Mathematical Union (IMU).
Daubechies studied different types of wavelets, which are now an essential part of image compression formats like JPEG.
Jean Bourgain (1954 – 2018) was a Belgian mathematician who studied topics like Banach spaces, harmonic analysis, ergodic theory and non-linear partial differential equations. He received the Fields medal in 1994.
İngiliz matematikçi Sir Andrew Wiles (1953 doğumlu), kendisi çözene kadar 350 yıl boyunca çözümsüz kalmış, Fermat’nın Son Teoremi olarak bilinen teoreme verdiği kanıt ile bilinir.
1637’de Pierre de Fermat, bir kitabın sayfasının kenarına
Wiles 10 yaşından beri bu problemden etkilenmiştir ve 7 yıl boyunca kendi kendine bir çözüm üzerinde çalışmıştır. Çözümünü 1993 yılında duyurmuştur, ancak kanıtındaki ufak bir hatanın giderilmesi 2 yıl daha sürmüştür.
Kanıtı sunduğu zaman 40 yaş sınırı olan, matematikteki en prestijli ödül olan _Fields Madalyası_nı almak için yaşlıydı. Wiles onun yerine, çalışmasından dolayı özel bir gümüş plaket ile ödüllendirilmiştir.
Adi Shamir (born 1952) is an Israeli mathematician and cryptographer. Together with Ron Rivest and Len Adleman, he invented the RSA algorithm, which uses the difficulty of factoring prime numbers to encode secret messages.
Shing-Tung Yau (丘成桐, born 1949) is an American mathematician, originally from Shantou in China. He studied partial differential equations and geometric analysis, and his work has many applications – including in general relativity and string theory.
Yuri Matiyasevich (Ю́рий Матиясе́вич, born 1947) is a Russian mathematician and computer scientist. In 1970, he proved that Hilbert’s tenth problem, one of the challenges posed by David Hilbert in 1900, has no solution (building upon the work of Martin Davis, Hilary Putnam and Julia Robinson). This is now known as Matiyasevich’s theorem or the MRDP theorem.
The problem asks for an algorithm to decide whether a given Diophantine equation (a polynomial equations with integer coefficients) has any integer-valued solutions.
William Paul Thurston (1946 – 2012) was an American mathematician and a pioneer in the fields of topology, manifolds and geometric group theory.
Thurston's Geometrization Conjecture is about describing the structure and geometry of different three-dimensional spaces. In 1982, he was awarded the Fields Medal for his study of 3D manifolds.
Karen Uhlenbeck (born 1942) is an American mathematician, professor emeritus at the University of Texas, and distinguished visiting professor at Princeton University.
She is one of the founders of the field of modern geometric analysis, and the only woman to have received the Abel Prize, one of the highest awards in mathematics.
İngiliz matematikçi John Horton Conway (born 1937), Princeton Üniversitesi’nde Emeritus Profesör olarak çalışmaktadır.
Conway’in en meşhur katkılarından biri müthiş özellikleri olan “Conway’in Yaşam Oyunu” isimli _hücresel otomata_sıdır. Conway günlük yaşamda karşımıza çıkan objelerin -düğümler ve oyunlar gibi- altında yatan matematiği keşfetmiştir. Ayrıca grup teori, sayılar teorisi ve matematiğin daha birçok alanına katkıları olmuştur.
Robert Langlands (born 1936) is an American-Canadian mathematician. He studied at Yale University, and later returned there as a professor. Now he occupies Albert Einstein’s old office as an emeritus professor at Princeton University.
In 2018, Langlands received the Abel Prize, one of the highest awards in mathematics, for “his visionary program connecting representation theory to number theory”. The Langlands program, which he first proposed in 1967, consists of a vast web of conjectures and theorems that link different areas of mathematics.
Paul Joseph Cohen (1934 – 2007) was an American mathematician who proved the continuum hypothesis, and that the axiom of choice is independent from the other Zermelo–Fraenkel axioms of set theory. He received the Fields medal for his work.
Annie Easley (1933 – 2011) was an American mathematician and computer scientist. She was one of the first African-Americans to work at NASA as a “computer”.
Easley wrote the software for the Centaur rocket stage, and her work paved the way for later rocket and satellite launches. She also analysed battery life, energy conversion, and alternative power technologies like solar and wind.
Sir Roger Penrose (born 1931) İngiliz bir matematikçi ve fizikçidir. Stephen Hawking ve Michael Atiyah gibi ünlü bilim insanlarıyla birlikte çalışarak, genel görelilik ve kozmoloji alanlarında çığır açan işler yapmıştır. Ayrıca _Penrose Kaplamaları_nı keşfetmiştir: kendisini tekrar eden, periyodik olmayan kaplamalar.
John Forbes Nash (1928 – 2015) oyun teorisi, türevli geometri ve kısmi türevli denklemler alanlarında çalışmış Amerikalı bir matematikçiydi. Matematiğin ekonomi ve askeri konular gibi günlük hayattan, karmaşık sistemlerin karar alma süreçlerini nasıl açıklayabileceğini göstermiştir.
30’lu yaşlarında paranoyak şizofreni teşhisi koyulan Nash, iyileşip akademik çalışmalarına geri dönmeyi başarmıştır. Matematik alanındaki en büyük ödüllerden olan _Abel Ödülü_nü ve ekonomi alanındaki Nobel ödülünü birlikte almış tek kişidir.
Fransız matematikçi Alexander Grothendieck (1928 – 2014) _cebirsel geometri_nin gelişimindeki kilit isimlerdendir. Bu alanı, Fermat’nın son teoremi dahil olmak üzere, matematikteki bir sürü yeni probleme uygulanabilecek şekilde genişletmiştir. 1966 yılında Fields madalyası ile ödüllendirilmiştir.
Jean-Pierre Serre (born 1926) is a French mathematician who helped shape the fields of topology, number theory and algebraic geometry. He is the first person to receive the Fields medal, the Abel Prize and the Wolf Prize – the three highest awards in mathematics.
Matematikçi Benoît Mandelbrot Polonya’da doğmuş, Fransa’da büyümüş ve sonunda Amerika Birleşik Devletleri’ne taşınmıştır. _Fraktal geometri_nin öncülerindendir ve özellikle “kaos”un gerçek dünyada nasıl oluştuğuyla ilgilenmiştir(örneğin bulutlar ya da deniz kıyıları).
IBM’de çalışırken, fraktalların görsellerini yaratmak için ilk bilgisayarları kullanmıştır ve 1980 yılında ünlü _Mandelbrot kümesi_ni keşfetmiştir.
Ernest Wilkins (1923 – 2011) was an American engineer, nuclear scientist and mathematician. He attended the University of Chicago at the age of 13, becoming its youngest ever student.
During the second world war, he contributed to the Manhattan Project to develop the first nuclear weapons. As a nuclear scientists, he later helped to design nuclear reactors to generate power.
Wilkins published more than 100 papers, covering subjects like differential geometry, calculus, nuclear engineering and optics – even though, as an African-American, he was often the target of racism.
Julia Robinson (1919 – 1985) was an American mathematician. She is the first female mathematician elected to the US National Academy of Sciences, and was the first female president of the American Mathematical Society.
She spent much of her research studying the tenth problem on Hilbert’s famous list: to find an algorithm for determining if a diophantine equation has any integer-valued solutions. The proof was finally completed by Yuri Matuasevic in 1970, and is now known as the MRDP theorem (where the R stands for Robinson).
Robinson also made contributions to computability theory and computational complexity theory.
David Blackwell (1919 – 2010) Amerikalı istatistikçi ve matematikçiydi. Oyun teorisi, olasılık teorisi, bilgi teorisi ve dinamik programlama üzerine çalıştı ve Bayesian istatistiği üzerine yazılan ilk ders kitaplarından birini yazdı. Rao-Blackwell Teoremi istatistiklerde belirli miktarlarda tahmincilerin nasıl geliştirilebileceğini göstermektedir.
Blackwell Amerikan _Ulusal Bilimler Akademisi_ne katılmaya hak kazanan ilk Afro-Amerikan'dır ve matematikte doktora yapan ilk kişilerden biriydi.
(1918 doğumlu) Katherine Johnson Afro-Amerikan bir matematikçidir. Johnson NASA'da çalışırken Amerikalı astronotların yörüngelerini hesapladı - uzaya giden ilk Amerikalı Alan Shepard, Apollo Ay'a iniş programı ve hatta uzay mekiği dahil.
Yörüngeleri hesaplama, pencereleri açma ve acil durum dönüş yollarını bulma konusundaki olağanüstü yeteneği yaygın olarak biliniyordu. Bilgisayarların gelişmesinden sonra bile, astronot John Glenn ondan elektronik sonuçları şahsen kontrol etmesini istedi.
Johnson 2015 senesinde Başlanlık Özgürlük Madalyasını almıştır.
Edward Lorenz (1917 – 2008) Amerikalı bir matematikçi ve meteorologdu. _Kaos teorisi_nin kurulmasına öncülük etmiş, _garip çekici_yi(strange attractor) keşfetmiş ve “kelebek etkisi” terimini bulmuştur.
Martin Gardner (1914 – 2010) used stories, games, puzzles and magic tricks to popularise mathematics and make it accessible to a wider audience. The American science author wrote or edited more than 100 books, and is one of the most important magicians and puzzle creators of the twentieth century. For more than 24 years, he wrote a “Mathematical games” column in the Scientific American magazine.
Paul Erdős (1913 – 1996), tarihteki en üretken matematikçilerden biriydi. Macaristan doğumlu olan Erdős çizgeler kuramı, sayılar kuramı, kombinatorik, analiz ve olasılık başta olmak üzere matematiğin birçok alanıyla ilgilenip bu alanlarda sorulmuş sayısız probleme çözüm sunmuştur.
Erdős tüm hayatı boyunca 1500’e yakın makale yayınlamış, 500’den fazla matematikçiyle ortak çalışmalar yapmıştır. Aslında kariyeri boyunca leyleği havada görmüş, bir sürü seminere katılmış ve meslektaşlarını bolca ziyaret etmiştir!
Alan Turing (1912 – 1954) İngiliz bir matematikçiydi. Bbilgisayar biliminin babası” olarak bilinir.
İkinci dünya savaşı sırasında, Bletchley Park’taki “Hükümet Kod ve Şifre Okulu”nun bir parçası olarak, Alman askeriyesi tarafından kullanılan Enigma kodunun kırılmasında kritik bir rol oynamıştır. Bu sayede müttefiklerin savaşı kazanmasına ve belki de milyonlarca hayatın kurtulmasına yol açmıştır.
Ayrıca genel amaçlı bir bilgisayarın matematiksel bir modeli olan _Turing makinesi_ni ve yapay zekanın yetilerini ölçmek için kullanılabilen _Turing testi_ni icat etmiştir.
Turing eşcinselli ve yaşadığı zamanlarda bu bir suçtu. Dolayısı olağanüstü başarıları, asla hak ettiği saygıyı görmedi. 41 yaşında intihar etmiştir.
Shiing-Shen Chern (1911 – 2004) was a Chinese-American mathematician and poet. He is the father of modern differential geometry. His work on geometry, topology, and knot theory even has applications in string theory and quantum mechanics.
André Weil (1906 – 1998) was one of the most influential French mathematicians in the 20th century.
He was one of the founders of the Bourbaki group, a group of mathematicians working under the collective pseudonym Nicolas Bourbaki. The goal of the Bourbaki group was to unify all of mathematics with a formal, axiomatic foundation.
Weil believed that many problems in algebra and number theory had analogous versions in algebraic geometry and topology. These are known as Weil conjectures, and became the basis for both disciplines. They also have applications in fields like cryptography and computer science.
During the second World War, Weil fled to the United States and later joined the Institute for Advanced Study at Princeton University.
Kurt Gödel (1906 – 1978) sonradan Amerika’ya yerleşmiş Avusturyalı bir matematikçidir. Tarihin en iyi mantıkçısı olarak bilinir.
25 yaşında, Viyana’da doktorasını bitirdiği sırada, iki _eksiklik teoremi_ni yayınlamıştır. Bu teoremler (tutarlı ve yeterince güçlü) herhangi bir matematik sisteminde, doğru olan ancak asla kanıtlanamayacak önermeler olacağını gösterir. Yani matematikte, çözmesi imkansız sorular vardır.
Bu sonuç matematik felsefesinde ve matematiğin gelişiminde çok derin izler bırakmıştır. Gödel ayrıca bu “‘imkansız problemler”e bir örnek de bulmuştur: süreklilik hipotezi.
John von Neumann (1903 – 1957) Amerikalı-Macar bir matematikçi, fizikçi ve bilgisayar bilimciydi. Soyut matematiğe bir çok katkı yapmıştır, kuantum mekaniğinin öncülerindir ve oyun teorisi, hücresel otomat, kendini kopyalayan makineler, doğrusal programlara gibi kavramlar geliştirmiştir.
Andrey Kolmogorov (Андре́й Колмого́ров, 1903 – 1987) was a Soviet mathematician. He made significant contributions to probability theory, stochastic processes and Markov chains. He also studied topology, logic, mechanics, number theory, information theory and complexity theory.
During World War II, Kolmogorov used statistics to predict the distribution of bombings in Moscow. He also played an active role in reforming the education system in the Soviet Union, and developing a pedagogy for gifted children.
Mary Lucy Cartwright (1900 – 1998) was a British mathematician and one of the pioneers of Chaos theory. Together with Littlewood, she discovered curious solutions to a problem: an example of what we now call the Butterfly effect.
Claude Shannon (1898 – 1972) Amerikalı bir matematikçi ve elektrik mühendisiydi. “Bilgi kuramının babası” olarak hatırlanır. İkinci dünya savaşında ulusal savunma ekibinde şifre kırıcı olarak görev almış, şifreleme üzerine çalışmalar yapmıştır. Bununla birlikte jonglörlük, tek tekerli bisiklete binme ve satranç konularıyla da ilgiliydi. Kendisine ait zamanlarda jonglörlük yapabilen ya da Rubik Kübü çözebilen makineler üzerinde çalışmıştır.
Maurits Cornelis Escher (1898 – 1972) matematikten esinlenmiş nesneler ve şekillerin(çokgenler, yüzey kaplamaları ve imkansız şekiller) eskizlerini, tahtadan oyma modellerini ve taş baskılarını yapan Hollandalı bir sanatçıydı. Öklid-dışı geometriler, sonsuzluk, perspektif ve simetri gibi kavramları çizimleri aracılığı ile incelemiştir.
Elbert Cox (1895 – 1969) was the first African-American mathematician to receive a PhD. Universities in England and Germany refused to accept his thesis at the time, but Japan’s Tohoku Imperial University did.
Cox taught at Howard University in the United States, he studied polynomial solutions to differential equations, generalised the Boole summation formula, and compared different grading systems.
Srinivasa Ramanujan (1887 – 1920) çok az resmi eğitim gördüğü Hindistan’da büyümüştür.Buna rağmen, küçük bir dükkanda veznedar olarak çalışırken, tek başına yeni fikirler geliştirmeyi başarmıştır.
Diğer matematikçilerle iletişime geçmekte bir kaç defa başarız olduktan sonra, ünlü G. H. Hardy’ye bir mektup yazmıştır. Hardy anında Ramanujan’ın dehasının farkına varmış ve İngiltere’de Cambridge’e yanına gelmesi için seyahatini ayarlamıştır. Birlikte sonsuz seriler, analiz ve sayılar kuramında sayısız keşifler yapmışlardır.
Ne yazık ki Ramanujan kısa süre sonra hastalanmış ve 32 yaşında vefat ettiği Hindistan’a geri dönmek zorunda kalmıştır. Kısa hayatı süresince Ramanujan çeşitli alanlarda 3000’den fazla teorem ve eşitlik kanıtlamıştır. Çalışmaları yeni matematik alanları yaratmış ve ölümünden sonra defterleri diğer matematikçiler tarafından onlarca yıl çalışılmıştır.
Amalie Emmy Noether (1882 – 1935) soyut cebir ve fizikte önemli keşifler yapmış Alman bir matematikçiydi. Bu keşifler içinde simetri ve fizikteki korunum yasaları arasındaki ilişki vardır. Tüm zamanların en çok etki yapmış kadın matematikçisi olarak anılır.
Albert Einstein (1879 – 1955) Alman bir fizikçiydi. Tarihteki en önemli bilim insanlarından biridir. Fizik alanında Nobel ödülü almıştır ve TIME dergisi kendisinden _20. Yüzyılın en önemli kişisi diye bahsetmiştir.
Einstein, Newton’dan beri evren hakkındaki görüşümüzde en büyük değişime yol açmıştır. Klasik _Newton fiziği_nin bir takım fizik olaylarını açıklamakta yetersiz kaldığını fark etmiştir.
“Altın yılı” olarak geçen 26. yılında, fotoelektrik etkiyi ve Brown hareketini açıklayan, özel görelilik kuramını tanıtan ve enerji(E) ile kütlenin(m) denk olduğunu söyleyen “E=m c^2” denklemini elde ettiği dört tane, bilim dünyasında çığır açan makale yayınlamıştır.
G.H. Hardy (1877 – 1947) alanının öncüsü bir İngiliz matematikçiydi. John Littlewood ile birlikte analiz ve sayılar teorisinde önemli keşifler yapmışlardır. Bunlardan biri asal sayıların dağılımı üzerinedir.
1913 yılında Hardy, Srinivasa Ramanujan isimli tanınmamış, kendi kendisini eğitmiş Hintli bir rahipten bir mektup almıştır. Hardy hemen Ramanujan’ın dehasının farkına varmış ve kendi çalıştığı Cambridge’e gelmesi için ayarlamalar yapmıştır. Birlikte pek çok önemli keşifler yapmış ve sayısız makalelere imza atmışlardır.
Hardy hiç bir zaman uygulamalı matematiği sevmemiştir. Matematik hakkındaki görüşlerinin yer aldığı 1940 basımlı Bir Matematikçinin Savunması kitabında bu görüşünü de dile getirmiştir.
Bertrand Russell (1872 – 1970) İngiliz bir filozof, matematikçi ve yazardı. 20. yüzyılın en önemli mantıkçılarından kabul edilir.
Russell matematiği mantık kullanarak biçimsel olarak temellendirmek için Whitehead ile birlikte “Principia Mathematica”’yı yazmıştır. Çalışmalarının sadece matematik ve felsefeye değil, aynı zamanda dilbilim, yapay zeka ve metafiziğe de çok önemli etkileri olmuştur.
Russell çok hevesli bir pasifistti ve savaş karşıtı aktivistti. 1950 yılında “düşünce özgürlüğü ve insani idealleri yücelten” çalışması sayesinde Nobel Edebiyat Ödülü’nü almıştır.
David Hilbert (1862 – 1943) 20. yüzyılın en önemli matematikçilerindendi. Matematiğin neredeyse her alanında çalışmalar yapmıştır. Özellikle de matematiğe biçimsel, mantıksal bir temel bulmak ile ilgilenmiştir.
Hilbert Almanya’da Göttingen’de çalışmış, burada sonradan ünlü olacak pek çok matematikçi yetiştirmiştir. 1900 yılındaki Uluslararası Matematik Kongersi’nde henüz çözülmemiş 23 sorudan bahsetmiştir. Bu sorular, matematik araştırmalarının yönünü tayin etmiştir ve dört tanesi günümüzde hala çözülememiştir!
İtalyan matematikçi__Giuseppe Peano__ (1858 – 1932) mantık ve matematik hakkında 200’ün üzerinde kitap ve makale yazmıştır. Cebir ve analizin temeli olarak kullanılan _Peano aksiyomları_nı ortaya koymuş, mantık ve kümeler kuramı için notasyon geliştirmiş, sürekli ve uzayı dolduran eğriler(Peano eğrileri) inşa etmiş ve tümevarımla ispat yöntemi üzerinde çalışmıştır.
Ayrıca Peano, Latince’nin basitleştirilmiş bir hali olan yeni, uluslararası bir dil geliştirmiştir: Latino sine flexione.
Fransız matematikçi Henri Poincaré (1854 – 1912) hayatı sırasında matematiğin bilinen bütün alanlarında çalışmış olduğu için son evrensel matematikçi olarak anılır.
Poincaré Topoloji alanının kurucularındandır ve _Poincaré sanısı_nı ortaya koymuştur. Bu sanı, 2003 yılında Grigori Perelman tarafından kanıtlanana kadar matematiğin en ünlü çözülmemiş problemlerindendi.
Aynı zamanda ‘üç cisim’ problemine ilk defa kısmi bir çözüm bulmuştur ve uzaydaki üç yıldız ya da üç gezegenin hareketinin tamamen öngörülemez olduğunu keşfetmiştir. Bu keşif, günümüzdeki _Kaos teorisi_nin temellerini oluşturur.
Poincaré _yerçekimi dalgaları_nı öne süren ilk kişidir ve Lorentz dönüşümleri üzerindeki çalışmaları, Albert Einstein’ın kurduğu özel görecelilik kuramının temelini oluşturur.
Sofia Kovalevskaya (Софья Васильевна Ковалевская 1850 – 1891) was a Russian mathematician, and the first woman to earn a modern doctorate in mathematics. She was also the first woman to hold full professorship in Northern Europe, and is among the first women to be an editor of a scientific journal.
Kovalevskaya made major contributions to analysis, partial differential equations, and mechanics. She also wrote several works about her life including a memoir, a play and an autobiographical novel.
Alman matematikçi Georg Cantor (1845 – 1918) kümeler kuramının kaşifi ve sonsuzluğu anlama konusunda bir öncüydü. Hayatının büyük bir kısmında, Cantor’un keşiflerine meslektaşlarından çok şiddetli itirazlar gelmiştir. Yaşadığı depresyon ve sinir bozuklularında bu olayların da etkisi olabilir, uzun yıllarını akıl ve ruh sağlığı merkezlerinde geçirmiştir.
Cantor, değişik büyüklüklerde sonsuzluklar olduğunu kanıtlamıştır. Örneğin reel sayılar kümesinin elemanları sayılamaz sonsuzluktadır, yani bu kümenin elemanları, doğal sayılar ile birebir eşleştirilemezler.
Hakettiği ilgi ve ünü ancak hayatının sonlarına doğru görebilmiştir. David Hilbert’in bu konudaki ünlü sözü “Kimse bizi Cantor’un yarattığı cennetten kovamaz”dır.
Norveçli matematikçi Marius Sophus Lie (1842 – 1899) sürekli dönüşüm grupları konusunda çok önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu gruplar günümüzde Lie grupları olarak anılırlar. Ayrıca türevli denklemler ve Öklid-dışı geometriler üzerinde çalışmıştır.
Charles Lutwidge Dodgson (1832 – 1898) ya da daha iyi bilinen takma adıyla Lewis Carroll, Alice Harikalar Diyarı ve devamı niteliğinde olan Aynadan İçeri kitaplarının yazarıdır.
Caroll aynı zamanda çok parlak bir matematikçiydi. Her zaman çocuk hikayelerine bilmece ve mantık bulmacaları yedirerek onları daha eğlenceli ve akılda kalıcı yapmıştır.
Richard Dedekind (1831 – 1916), Alman matematikçi ve Gauss’un öğrencilerinden biriydi. Kümeler Kuramı ile ilgili birçok kavramı matematiğe kazandırmış ve gerçel sayıları Dedekind kesitleri olarak tanımlamıştır. Dedekind ayrıca soyut cebirde iki önemli nesne olan sayı cisimleri ve halka kavramlarının tanımlarını veren ilk matematikçidir.
Bernhard Riemann (1826 – 1866), analiz ve sayılar kuramı alanlarında çalışmalar yapmış olan Alman bir matematikçidir. İntegralin muntazam ilk tanımını veren kişidir. Aynı zamanda diferansiyel geometri de çalışmış, böylece genel göreliliğin temellerini atmıştır. Asal sayıların dağılımıyla alakalı çığır açan keşifleri de olmuştur.
Arthur Cayley (1821 – 1895), İngiliz matematikçi ve avukat. Cayley, _Grup Teori_’nin öncülerindendir. “Grup” tanımının günümüzdeki tanımını öneren ilk matematikçi olmakla birlikte bu tanımı matematiğin başka dallarına da uygulayabilmek için genelleştirmiştir. Cayley ayrıca matris cebirini geliştirmiş ve yüksek boyutlu geometri ile ilgili çalışmalar yapmıştır.
Florence Nightingale (1820 – 1910) İngiliz bir hemşire ve istatistikçiydi. Kırım savaşında yaralı İngiliz askerlerine bakmış ve sonrasında ilk hemşire yetiştirme okulunu kurmuştur. ‘Lady with the Lamp’(Kandilli Hanım) olarak kültürel bir ikon haline gelmiştir ve ABD’de yetişen hemşireler hala Nightingale’a adanmışlık yemini ederler.
Tıbba yaptığı en önemli katkılardan biri, tedavileri değerlendirmek için istatistik kullanmış olmasıdır. Pek çok verigrafiği üretmiştir ve dilim grafiği kullanan ilk kişilerdendir. Nightingale aynı zamanda Hindistanda’ki sağlık koşullarını iyileştirmek ve açlığı azalatmak için çalışmış, fuhuş yasaları kurulmasına yardım etmiş ve kadınlar için yeni kariyer seçeneklerini yaygınlaştırmıştır.
Ada Lovelace (1815 – 1852) İngiliz bir yazar ve matematikçiydi. Charles Babbage ile birlikte, Analitik Makine adındaki mekanik bir hesaplayıcı üzerine çalışmıştır. Ayrıca böyle bir makinede çalışan(Bernoulli sayılarını hesaplayan) ilk algoritmayı yazmıştır. Böylelikte tarihteki ilk bilgisayar programcısı olmuştur.
Ada kendi yaklaşımını “şiirsel bilim” olarak tarif etmiştir, ve zamanın çoğunu, teknolojinin toplum üzerindeki etkisi üzerinde düşünerek geçirmiştir.
George Boole (1815 – 1864) İngiliz bir matematikçiydi. Çocukluğunda toplumdaki alt sınıf yaşantısından kurtulmak umuduyla kendisine latince, yunanca ve matematik öğretmiştir. Kümelerle çalışmak için (toplama, çarpma gibi işlemler yerine) VE, VEYA, DEĞİL gibi işlemler kullanan _Boole cebiri_ni yaratmıştır. Boole cebiri, formel matematiksel mantığın temelini oluşturur ve bilgisayar bilimlerinde pek çok uygulaması vardır.
James Joseph Sylvester (1814 – 1897) was an English mathematician. He contributed to matrix theory, number theory, partition theory, and combinatorics. Together with Arthur Cayley, he cofounded invariant theory. Sylvester coined many of the terms we are familar with today including “graph”, “discriminant”, and “matrix”.
Throughout his career, Sylvester faced antisemitism. He was denied a degree from Cambridge, and he later experienced violence from students at the University of Virginia during his short stay as a professor.
Fransız matematikçi Évariste Galois (1811 – 1832) kısa ve trajik bir hayat yaşamasına rağmen matematikte iki yeni alan icat etmiştir: Grup teorisi ve Galois teorisi.
Henüz ergenlik çağındayken, Niels Abel ile aynı zamanda, beş ya da daha yüksek dereceli polinom denklemleri için genel bir çözüm olamayacağını kanıtlamıştır.
Ne yazık ki bu keşiflerini paylaştığı matematikçiler ya çalışmalarının değerini anlamamışlar, ya da okumadan geri çevirmişlerdir. Çok karmaşık olan kendi çalışmalarına odaklandığı için okul ve üniversite sınavlarında başarısız olmuştur.
21 yaşındaki Galois, (bir kadın yüzünden girdiği iddia edilen) düelloda vurulmuş ve kısa süre sonra yaralarından dolayı ölmüştür. Ölmeden önceki gece arkadaşına yazdığı bir mektupta matematiksel çalışmalarını özetlemiştir. Çalışmalarının değerini ve gerçek etkisini anlamak, matematikçilerin yıllarını almıştır.
Carl Jacobi (1804 – 1851) Alman bir matematikçiydi. Analiz, türevli denklemler ve sayılar kuramı üzerinde çalışmıştır, ayrıca _eliptik fonksiyonlar_ın çalışılmasındaki öncülerdendir.
Augustus De Morgan (1806 – 1871) was a British mathematician and logician. He studied the geometric properies of complex numbers, formalised mathematical induction, suggested quaternions, and came up with new mathematical notation.
The De Morgan laws explain how to transform logical relationships in set theory, for example
William Rowan Hamilton (1805 – 1865) İrlandalı bir matematikçiydi ve üstün yetenekli bir çocuktu. Matematik, fizik ve bilgisayar bilimlerinde önemli uygulamaları olan _dördeyler_i(quaternions), ilk “değişmeli olmayan cebir” örneğini, icat etmiştir.
Bu fikir aklına ilk defa Dublin’deki Kraliyet Kanalı etrafında yürürken gelmiş ve
Hamilton aynı zamanda Newton mekaniği, optik gibi konularda fiziğe önemli katkılar yapmıştır.
János Bolyai (1802 – 1860) Macar bir matematikçiydi. Öklid’in paralel doğrular ile ilgili beşinci aksiyomunun doğru olmadığı Öklid-dışı geometrilerin ilk kaşiflerindendir. Bu keşif, matematikte önemli bir dönüm noktasıdır. Gauss ve Lobachevsky aynı dönemde benzer keşifler yaparak, Bolyai’nin şanssızlığına, ünün çoğunu kendilerine almışlardır.
Niels Henrik Abel (1802 – 1829) Norveçli önemli bir matematikçiydi. 26 yaşında ölmüş olmasına rağmen, matematiğin pek çok alanında çığır açan katkıları olmuştur.
Abel 16 yaşındayken, binom katsayıları teoremini kanıtlamıştır. Üç yıl sonra, kendi başına grup teorisini keşfederek, beşinci derece denklemleri çözmenin imkansızlığını kanıtlamıştır. Bu soru, 350 yıl boyunca çözülememişti! Aynı zamanda eliptik fonksiyonlar üzerinde çalışmış ve Abelyen fonksiyonları keşfetmiştir.
Abel yokluk içinde bir yaşam sürdü: altı kardeşi vardı, 18 yaşındayken babasını kaybetti, üniversitede iş bulamadı ve çoğu matematikçi çalışmalarını başlarda önemsemedi. Bugün, matematik alanındaki en önemli ödüllerden birisi, kendisinin adıyla anılan _Abel Ödülü_dür.
Nikolai Lobachevsky (Никола́й Лобаче́вский) Rus bir matematikçiydi, Öklid-dışı geometrilerin ilk kurucularındandı. Öklid’in (paralel doğrular ile ilgili) beşinci aksiyomunun geçerli olmadığı, tutarlı yeni geometriler inşa edilebileceğini göstermiştir.
Charles Babbage (1791 – 1871) İngiliz bir matematikçi, filozof ve mühendisti. İlk mekanik hesaplayıcıyı(Çıkarma Makinesi) ve daha gelişmiş, programlanabilir bir versiyonunu(Analitik Makine) icat ettiği için, genellikle ‘bilgisayarın babası’ olarak anılır.
Prensipte bu makineler, bant ya da kartlara kaydedilen işlemleri otomatik olarak yapabiliyordu. Ancak üretim maliyetleri çok yüksek olduğu için, Babbage hayattayken tam olarak yapılamadılar. 1991 yılında bu makinelerin çalışan bir kopyası Londra Bilim Müzesinde yapılmıştır.
August Ferdinand Möbius (1790 – 1868) was a German mathematician and astronomer. He studied under Carl Friedrich Gauss in Göttingen and is best known for his discovery of the Möbius strip: a non-orientable two-dimensional surface with only one side. (However, it was independently discovered by Johann Benedict Listing just a few months earlier.)
Many other concepts in mathematics are named after him, including the Möbius plane, Möbius transformations, the Möbius function
Augustin-Louis Cauchy (1789 – 1857), Fransız matematikçi ve fizikçi. Matematiğin birçok alanına katkıda bulunmuştur, kendi soyadını taşıyan düzinelerce teoremi vardır.
Cauchy kalkülüs ve analizi biçimlendiren kişidir. Bu alanda kendisinden önceki matematikçilerin ihmal ettiği ve özen göstermediği birçok sonucu yeniden ifade edip kanıtlamıştır. Aynı zamanda matematiğin Karmaşık Analiz dalının kurucusudur. Permütasyon grupları, optik, akışlar dinamiği ve elastikiyet teorisi ile ilgili çalışmalar yapmıştır.
Mary Somerville (1780 – 1872) was a Scottish scientist and writer. In her obituary, she was called the “Queen of Science”. Somerville first suggested the existence of Neptune and was also an excellent writer and communicator of science.
Carl Friedrich Gauss (1777 – 1855) tarihteki en harika matematikçilerden bir tanesidir. Cebirden sayılar teorisine, istatistikten kalkülüse, geometri, jeoloji ve astronomiye kadar matematiğin her alanında çığır açan keşifler yapmıştır.
Rivayete göre Gauss daha 3 yaşındayken babasının kendi işiyle alakalı yaptığı bir hesapta hatasını bulup onu düzeltmiştir. Ayrıca 8 yaşındayken 1’den 1000’e kadar olan doğal sayıları toplayabilmenin kolay yolunu bulmuştur. En önemli keşiflerini sunmaya başladığında daha ergenlik çağındaydı. Daha sonra üniversitede çalışırken birçok önemli matematikçiye ders vermiştir.
Marie-Sophie Germain (1776 – 1831) Arşimet ile yaptığı okumalar sonrasında matematikçi olmak istediğine karar verdiğinde 13 yaşındaydı. Maalesef bir kadın olarak ciddi bir muhalefetle karşı karşıya kaldı. Ailesi, Germain’in gençlik yıllarından itibaren matematik okumasını engellemeye çalıştı. Dolayısıyla Germain üniversite okuyamadı.
Germain elastik yüzeylerin matematiğini anlama konusundaki öncülerden biriydi. Bu alandaki katkılarından dolayı Paris Bilim Akademisi ödülüne layık görüldü. Kendisi ayrıca Fermat’nın Son Teoremi’ni ispatlama konusunda hatırı sayılır ölçüde ilerleme kaydetti ve Carl Friedrich Gauss ile düzenli olarak mektuplaştı.
Wang Zhenyi (王贞仪, 1768 – 1797) was a Chinese scientist and mathematician living during the Qing dynasty. Despite laws and customs preventing women from receiving higher education, she studied subjects like astronomy, mathematics, geography and medicine.
In her books and articles, Wang wrote about trigonometry and Pythagoras’ theorem, studied solar and lunar eclipses, and explained many other celestial phenomena.
Joseph Fourier (1768 – 1830), Fransız matematikçi, Napoleon’un arkadaşı ve danışmadıydı. Yaptığı matematiksel araştırmalara ek olarak sera etkisinin keşfine de katkıda bulunmuştur.
Fourier Mısır’a seyahat ederken özellikle ısı karşısında büyülenmiştir. Kendisi ısı transferi ve titreşimi ile ilgili çalışmalar yapmış ve her periyodik fonksiyonun trigonometrik fonksiyonların sonsuz toplamı şeklinde ifade edilebildiğini keşfetmiştir. Günümüzde bu sonsuz toplama Fourier serisi diyoruz.
Adrien-Marie Legendre (1752 – 1833) was an important French mathematician. He studied elliptic integrals and their usage in physics. He also found a simple proof that π is irrational, and the first proof that
Lorenzo Mascheroni (1750 – 1800) was an Italian mathematician and son of a wealthy landowner. He was ordained to priesthood at the age of 17, and taught rhetoric as well as physics and mathematics.
After writing a book about structural engineering, he was appointed professtor of mathematics at the university of Pavia. Mascheroni proved that all Euclidean constructions that can be done with compass and straightedge can also be done with just a compass: this is now known as the Mohr–Mascheroni theorem.
Even more famously, the Euler-Mascheroni constant γ = 0.57721…, which appears in analysis and number theory, is named after him. He wrote about it in 1790 and calculated 32 of its digits (although with a few mistakes).
Pierre-Simon Laplace (1749 – 1827) Fransız bir matematikçi ve bilim insanıydı. Çalışma alanlarının fazlalığı ve yaptığı çalışmaların büyük etkilerinden dolayı “Fransa’nın Newton”u olarak da bilinir.
Beş ciltlik bir eserinde Laplace, gök mekaniği ile ilgili problemleri geometriden kalkülüse tercüme etmiştir. Bu çalışma evreni anlamamız konusunda bir sürü yeni strateji geliştirebilmemize yardımcı olmuştur. Güneş sisteminin dönen biz toz dairesinden evrildiğini ileri sürmüştür.
Laplace aynı zamanda olasılık alanının öncülerindendir. Fiziksel dünyamızdaki verileri olasılık aracılığı ile nasıl anlayabileceğimizi göstermiştir.
Gaspard Monge (1746 – 1818) Fransız bir matematikçiydi. (Küre gibi) üç boyutlu uzayın içindeki iki boyutlu yüzeylerdeki eğrilik çizgileri kavramını tanıtan kişi olarak, _diferansiyel geometri_nin babası olarak görülür. Monge ayrıca iki boyutlu çizimler ile üç boyutlu nesneleri temsil etmeye yarayan _dikey izdüşüm_ü ve _tarifsel geometri_yi keşfetmiştir.
Fransız devrimi sırasında Monge Denizcilik Bakanı olarak görev yapmıştır. Fransız eğitim sisteminin yeniden yapılandırılmasına yardımcı olmuş ve Politeknik Okulu’nu kurmuştur.
Joseph-Louis Lagrange (1736 – 1813) İtalyan bir matematikçiydi. Berlin Bilimler Akademi’sinde Leonhard Euler’den sonra müdürlük yapmıştır.
Analiz ve değişkenler hesabı konularında çalışmış, türevli denklemleri çözmek için yeni yöntemler geliştirmiş, sayılar kuramında teoremler kanıtlamış ve grup teorisinin temellerini atmıştır.
Lagrange aynı zamanda klasik mekanik ve gök mekaniği üzerinde çalışmış ve Avrupa’da metrik sistemin yerleşmesine katkılarda bulunmuştur.
Benjamin Banneker (1731 – 1806) was one of the first African-American mathematicians, and both his parents were former slaves. He was largely self-educated, worked as a surveyor, farmer, and scientist, and wrote several successful “almanacs” about astronomy.
At the age of 21, Banneker designed and built a wooden clock. He helped survey the land that would later become the District of Columbia, the capital of the United States, and he accurately predicting a solar eclipse in 1791.
Banneker also shared some of his work with Thomas Jefferson, then US secretary of state, to argue against slavery.
Johann Lambert (1728 – 1777) İsviçreli bir matematikçi, fizikçi, astronom ve filozoftu. _π_’nin irrasyonel bir sayı olduğunu kanıtlayan ilk kişidir, ve hiperbolik trigonometrik fonksiyonları icat etmiştir. Lambert aynı zamanda geometri ve haritacılık üzerinde çalışmış, harita izdüşümleri yaratmış ve Öklid-dışı geometrilerin keşfi için ışık tutmuştur.
Maria Gaetana Agnesi (1718 – 1799) was an Italian mathematician, philosopher, theologian, and humanitarian. Agnesi was the first western woman to write a mathematics textbook. She was also the first woman to be appointed professor at a university.
Her textbook, the Analytical Institutions for the use of Italian youth combined differential and integral calculus, and was an international success.
Agnesi also studied a bell-shaped curve described by the equation
Leonhard Euler (1707 – 1783), tüm zamanların en büyük matematikçilerinden biriydi. Yaptığı çalışmalar matematiğin bütün dalları kapsar, tam 80 cilt matematik araştırması vardır!
İsviçre doğumlu olan Euler, Basel’de eğitim almıştır ancak hayatının büyük bir çoğunluğunu Berlin, Prusya ve St. Petersburg, Rusya’da geçirmiştir.
Euler modern matematikte kullandığımız terminoloji ve gösterimleri bize kazandıran kişidir. Ayrıca kalkülüs, analiz, çizgeler kuramı, fizik, astronomi ve daha birçok alanda önemli keşifler yapmıştır.
Émilie du Châtelet (1706 – 1749) was a French scientist and mathematician. As a women, she was often excluded from the scientific community, but she built friendships with renown scholars, and had a long affair with the philosopher Voltaire.
She applied her mathematical ability while gambling, and used her winnings to buy books and laboratory equipment, and made important advanced regarding the concepts like energy and energy conservation.
Around the age of 42, Du Châtelet became pregnant again. At the time, without adequate healthcare, this was very dangerous for women of her age. She was also working on a French translation of Newton’s book Principia, which containes the basic laws of physics.
Du Châtelet was determined to finish the translation, as well as a detailed commentary with additions and clarifications, and often worked 18 hours per day. She died just a few days after giving birth to a daughter, but her completed work was published posthumously, and is still used today.
Daniel Bernoulli (1700 – 1782) İsviçreli bir fizikçi ve matematikçiydi. Babası Johann, amcası Jacob ve kardeşi Nicholas gibi, Daniel de Bernoulli ailesinin ünlü bilim insanlarındandır.
Daniel Bernoulli, bir akışkanın hızı arttıkça, basıncının düşeceğini göstermiştir. Günümüzde Bernoulli prensibi olarak geçen bu gözlem, uçak kanatları ve içten yanmalı motorlarda kullandığımız mekanizmadır. Ayrıca olasılık ve istatistik alanlarında önemli keşifler yapmıştır ve _Bessel fonksiyonları_yla karşılaşan ilk kişidir.
34 yaşında, babasını Paris Akademisinin bir ödül yarışmasında yendiği için evden kovulmuştur.
Christian Goldbach (1690 – 1764) Prusyalı bir matematikçiydi. Euler, Leibniz ve Bernoulli’nin çağdaşıydı. Rus çarı 2. Peter’ın eğitmeniydi. “Goldbach Sanısı” ile anılır.
Robert Simson (1687 – 1768) was a Scottish mathematician who studied ancient Greek geometers. He studied at the University of Glasgow, and later returned as a professor.
The Simson line in a triangle is named after him, which can be constructed using the circumcircle.
Abraham de Moivre (1667 – 1754), olasılık ve analitik geometri alanlarında çalışmalar yapmış olan Fransız matematikçi. de Moivre özellikle kendi ismi taşıyan ve trigonometri ile karmaşık sayılar arasında bağlantı kuran de Moivre Formülü ile tanınmaktadır.
de Moivre bulduğu formülü olasılıktaki normal dağılım için keşfetmiş ve matematik tarihine ismini _Merkezi Limit Teoremi_’ni ortaya atan ilk matematikçi olarak kazımıştır. de Moivre ayrıca Fibonacci sayıları için özyinelemesiz bir formül keşfetmiştir ve bu sayılarla altın oran
Jacob Bernoulli (1655 – 1705) İsviçreli bir matematikçiydi. Bernoulli ailesinin önemli pek çok bilim insanından biridir. Hatta erkek kardeşleri ve oğulları ile arasında, derin bir akademik rekabet vardı.
Jacob, Newton ve Leibniz tarafından üretilen kalkülüs hesabında önemli gelişmeler kaydetmiş, değişimler hesabı alanını yaratmış, temel bir sabit olan _e_’yi keşfetmiş, diferansiyel denklemleri çözmek için teknikler geliştirmiş ve bunun gibi bir çok başarıya imza atmıştır.
Olasılık ile ilgili ilk önemli çalışmaları yazmıştır. Bu çalışmalar permütasyonları, kombinasyonları ve büyük sayılar yasasını içerir. Binom açılım teoremini kanıtlamış ve Bernoulli sayılarının bir sürü özelliğini elde etmiştir.
Giovanni Ceva (1647 – 1734) was an Italian mathematician, physicist, and hydraulic engineer. One of his most enduring contributions to mathematics is Ceva’s Theorem, about the relationship between different line segments in a triangle. However, its publication in De lineis rectis was recieved with little fanfair, and his discoveries weren’t fully recognized until the 1800s.
Gottfried Wilhelm Leibniz (1646 – 1716) Alman bir matematikçi ve filozoftu. Bir çok başarısının yanında, kalkülüsün kaşiflerindendir ve ilk mekanik hesap makinalarını icat etmiştir.
Leibniz yaşadığımız evrenin, özgür iradeye sahip olmamız koşuluyla, tanrının yaratabileceği “en iyi evren” olduğu inancındaydı. Akılcılık akımının büyük bir taraftarıydı. Fiziğe, tıbba, dilbilime, hukuka, tarihe ve pek çok alana katkıları olmuştur.
Seki Takakazu (関 孝和, 1642 – 1708) was an important Japanese mathematician and writer. He created a new algebraic notation system and studied Diophantine equations. He also developed on infinitesimal calculus – independently of Leibniz and Newton in Europe.
His work laid foundations for a distinct type of Japanese mathematics, known as wasan (和算), which was continued by his successors.
Sir Isaac Newton (1642 – 1726) İngiliz bir fizikçi, matematikçi ve astronomdur. Bütün zamanların en etkin bilim insanlarındandır. Cambridge Üniversitesinde profesördü ve Londra Kraliyet Akademisi’nin başkanıydı.
Principia Mathematica isimli kitabında hareket ve yer çekimi yasalarını tasvir etmiştir. Bu eser, klasik fiziğin temellerini oluşturup yazıldıktan sonraki üçyüzyıl boyunca evren hakkındaki görüşümüzü domine etmiştir.
Newton kalkülüsü icat etmek, ilk yansıtmalı teleskobu yapmak, sesin hızını hesaplamak, akışkanların hareketini incelemek ve prizmaların güneş ışığını gökkuşağı spektrumuna çevirmesinden tola çıkarak renklere dair teoriler geliştirmek gibi pek çok çalışma yapmıştır.
Blaise Pascal (1623 – 1662), Fransız matematikçi, düşünür ve fizikçiydi. Mekanik hesap makinelerinin ilk kaşiflerindendi. Aynı zamanda projektif geometri, olasılık ve vakum fiziği ile ilgili çalışmalar yapmıştır.
Pascal en çok içinde muhteşem özellikler barındıran ve doğal sayılarla oluşturulan sonsuz üçgenle tanınıyor. Bu üçgeni günümüzde kendi ismiyle anıyor ve üçgene Pascal Üçgeni diyoruz.
İngiliz matematikçi John Wallis (1616 – 1703) kalkülüsün gelişmesine katkıda bulunmuş, sayı doğrusunu ve sonsuzluk için ∞ sembolünü bulmuş ve mecliste ve kraliyet mahkemesinde baş şifreleyici olarak görev yapmıştır.
Pierre de Fermat (1607 – 1665) Fransız bir matematikçi ve avukattı. Kalkülüsün öncülerindendi ve sayılar kuramında, olasılıkta, geometri ve optikte çalışmaları vardı.
1637 yılında bir kitabının kenarına,
Bonaventura Cavalieri (1598 – 1647) İtalyan bir matematikçi ve rahipti. Sonsuzlar hesabının öncüsü olan bir matematik geliştirmiştir ve geometride üç boyutlu şekillerin hacimlerini bulmaya yarayan Cavalieri ilkesi ile hatırlanır.
Cavalieri aynı zamanda optik ve hareket üzerine, logaritmanın İtalya’ya tanıtılmasına çalışmıştır. Galileo Galilei ile sık sık mektuplaşmışlardır.
René Descartes (1596 – 1650) Fransız bir matematikçi ve filozoftur. Bilimsel devrimin en önemli figürlerinden birsidir. Kendisinden önceki filozofların otoritelerini reddetmiştir ve en ünlü sözlerinden biri “Düşünüyorum, öyleyse varım”dır.
Descartes, geometrik şekilleri cebirsel ifadelerle anlatmamıza yarayan _analitik geometri_nin babasıdır. Bu, sonraki birkaç onyıl içerisinde Newton ve Leibniz’in kalkülüs hesabını keşfetmeleri için gereken bir öncüldür.
Üslü sayılarla ilgili günümüzdeki notasyonu ilk kullanan kişi olarak bilinir ve _kartezyen koordinat sistemi_ne adı Descartes’tan alır.
Girard Desargues (1591 – 1661) Fransız bir matematikçi, mühendis ve mimardı. Paris ve Lyon şehirlerinde pek çok bina tasarlamış, bir baraj inşasına yardım etmiş ve suyun yükselmesi için episikloid eğrilerini kullanan bir mekanizma icat etmiştir.
Desargues matematikte projektif geometri ya da izdüşüm geometrisinin babası olarak anılır. Bu paralel doğruların “sonsuzdaki bir noktada” kesiştiği, şekillerin büyüklüklerinin değil, sadece orantılarının önemli olduğu ve dört konik kesitin(çember, elips, parabol ve hiperbol) temelde aynı olduğu özel bir çeşit geometridir.
Marin Mersenne (1588 – 1648) Fransız bir matematikçi ve rahipti. 17. Yüzyıl bilim dünyasındaki tanıdıkları ile çok etkileşimde bulunduğu için kendisine “Avrupa’nın posta kutusu” dendiği de olur..
Bugün kendisini daha çok
Johannes Kepler (1571 – 1630) Alman bir astronom ve matematikçiydi. Prag’daki _imparatorluk matematikçisi_ydi. Gezegenlerin hareketleri yasaları olarak bilinen üç yasası elde ettiği en önemli sonuçtur. Kepler aynı zamanda optik üzerine çalışmış ve gözlemleri için daha gelişmiş bir teleskop icat etmiştir.
Galileo Galilei (1564 – 1642) İtalyan bir astronom, fizikçi ve mühendisti. Geceleri gökyüzünde ilk teleskoplardan biri ile gözlemler yapmış ve Jüpiter’in dört en büyük uydusunu, Venüs’ün evrelerini, güneş patlamalarını ve benzeri pek çok olayı keşfetmiştir.
Galileo “modern bilimin babası” olarak anılır. Serbest düşüşteki cisimlerin hareketlerini ve hızlarını, malzeme bilimini çalışmış ve termometrenin ilkel bir hali olan termoskobu icat etmiştir.
Güneşin, bizim güneş sistemimizin merkezinde olduğunu ileri süren Güneş merkezcilik akımının açık bir destekçisiydi. Bu görüşü yüzünden Katolik Engizisyon mahkemesi tarafından yargılanmış, iddialarından vazgeçmeye zorlanmış ve hayatının kalanını ev hapsinde geçirmiştir.
John Napier (1550 – 1617) İskoç bir matematikçi, fizikçi ve artonomdu. Logaritmayı icat etmiş, virgüllü sayıları popülerleştirmiş ve çarpma, bölme işlemlerinde yardımcı olan “Napier’nin kemikleri” isimli elle hesaplama cihazını icat etmiştir.
Simon Stevin (1548 – 1620) Flemenk bir matematikçi ve mühendisti. Ondalık açılımları ilk kullanan ve onlar hakkında yazan ilk kişilerdendi. Bilime ve mühendisliğe pek çok katkıda bulunmuştur.
François Viète (1540 – 1603) Fransız bir matematikçi ve avukattı. Kral III. ve IV. Henry’e de danışmanlık yapmıştır. Cebire önemli katkılar sağlamıştır ve değişkenlerin yerini tutması için harfleri kullanmıştır.
Viète, bir polinomun katsayıları ile çözümlerinin ilişkisini ortaya koyup _Viète formülü_nü bulmuştur. İçinde 393216 kenarlı düzgün bir çokgeni kullanarak π sayısının virgülden sonraki 10 basamağını bulduğu hesabı da içeren geometri ve trigonometri kitapları yazmıştır.
Pedro Nunes (1502 – 1578) was a Portuguese mathematician and astronomer. As Royal Cosmographer of Portugal he taught navigational skills to many sailors and explorers.
Nunes first noticed that if a ship always follows the same compass bearing, it won’t travel on a straight line or great circle. Instead, it will follow a path called a rhumb line or loxodrome, which spirals towards the North or South pole.
Nunes also tried to calculate which day in the year has the fewest hours of sunlight, he disproved previous attempts to solve classical geometry problems like trisecting an angle, and he invented a system for measuring fractional parts of angles.
İtalyan Gerolamo Cardano (1501 – 1576) Rönesans döneminin en etkin matematikçi ve bilim insanlarından birisiydi. Hipersikloid eğrilerini incelemiş, Tartaglia ve Ferrari’nin üçüncü ve dördüncü derece denklem çözümlerini yayınlamıştır. Negatif sayıları sistematik olarak kullanan ilk Avrupalı matematikçidir, hatta (‘kök -1’e dayalı) sanal sayıların varlığını bile kabul etmiştir.
Cardanı aynı zamanda olasılık kuramında ilerlemeler kaydetmiş ve binom katsayıları ile binom teoremini Avrupa’ya tanıtmıştır. Şifreli kilitler, üç serbestlik derecesine sahip jiroskoplar ve günümüzde hala kullanılan araba milleri(Cardan milleri) gibi bir sürü mekanik cihaz icat etmiştir.
Niccolò Fontana Tartaglia (1499 – 1557) İtalyan bir matematikçi, mühendis ve saymandı. Arşimed ve Öklid’in ilk İtalyanca çevirilerini başmış, (karmaşık sayıların ilk uygulaması olan) üçüncü derece denklem çözümlerine dair bir formül bulmuş ve top güllelerinin izledikleri hareketleri incelemek için matematiği kullanmıştır.
Nicolaus Copernicus (1473 – 1543) (Türkçe’deki adıyla Kopernik) Polonyalı bir matematikçi, astronom ve avukattı. Hayatı sırasında insanların çoğu, Dünya’nın merkezde ve geri kalan her şeyin onun etrafında döndüğü, _Dünya merkezli_bir evren modeline inanıyordu.
Copernicus güneşin merkezde yer aldığı, Dünya’nın ise güneş etrafındaki bir çemberde hareket ettiği yeni bir evren modeli yarattı. Ayrıca her gün Dünya’nın kendi ekseni etrafında bir tur attığını öngörmüştür. Katolik kilisesinin tepkisinden çekindiği için bu modelini ölümünden az bir zaman önce yayınlamıştır. Bu yayın ile Kopernik Devrimi diye anılan hareket başlamıştır.
Copernicus aynı zamanda diplomat ve doktor olarak çalışmış, ekonomiye önemli katkılar yapmıştır.
Leonardo da Vinci (1452 – 1519) İtalyan bir sanatçı ve hezarfendi. İlgi alanları resimden heykele, mimarlıktan mühendisliğe, matematik, anatomi, astronomi, botanik ve haritacılığa uzanan geniş bir yelpazedeydi. ‘Evrensel Deha’nın en iyi örneği olarak ele alınır. İnsanlık tarihinde en çeşitli yeteneklere sahip olan kişilerden biriydi.
Leonardo, Vinci’de doğmuş, Floransa’da eğitim görmüş ve Milano, Roma, Bolonya ve Venedik’te çalışmıştır. Günümüzde elimizde sadece 15 adet resmi vardır, ancak bunların içinde Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği gibi, dünyanın en iyi tanınan, en çok kopyalanmış eserleri vardır.
Defterleri ilk uçak makineler, helikopterler, hidrolik pompalar, köprüler gibi yüzlerce çizim, icat ve bilimsel diyagramlar içerir.
Luca Pacioli önemli bir İtalyan matematikçi ve rahipti. Artı ve eksi işaretleri için kullanılan standart sembolleri bulmuştur(+ ve -). Avrupa’daki ilk muhasebecilerdendir, çift girdili hesap kontrolü sistemini bulmuştur. Pacioli, Leanorda da Vinci ile birlikte çalışmalar yapmış, ayrıca aritmetik ve geometri hakkında yazılar yazmıştır.
Johann Müller Regiomontanus (1436 – 1476) Alman bir matematikçi ve astronomdu. İki alanda da, detaylı astronomik tablolar hazırlamak ve ders kitapları yazmak gibi gibi, önemli katkıları olmuştur.
Madhava of Sangamagramma ( 1340 – 1425) güney Hindistanlı bir matematikçi ve astronomdu. Orjinal bütün çalışmaları kaybolmuştur, ancak matematiğin gelişimine büyük etkileri olduğunu biliyoruz.
Madhava trigonometrik fonksiyonlara sonsuz seriler aracılığı ile yaklaşarak, yüzyıllar sonra kalkülüsün gelişmesine doğru giden yoldaki önemli bir adımı atmıştır. Geometri ve cebir üzerine çalışmış ve (sonsuz serileri kullanarak) π için kesin bir ifade bulmuştur.
Nicole Oresme (c. 1323 – 1382) orta çağın sonlarında yaşamış önemli bir Fransız matematikçi, filozof ve rahiptir. Descartes’tan çok daha önce koordinat geometrisini keşfetmiş, kesirli sayıları ilk defa sayıların üslerinde kullanmış ve sonsuz seriler üzerinde çalışmalar yapmıştır. Ekonomi, fizik, astronomi ve teoloji hakkında yazıları olan Oresme, Fransa’nın kralı 5. Charles’a danışmanlık yapmıştır.
Zhu Shijie (朱世杰, 1249 – 1314) en büyük Çinli matematikçilerdendi. Yeşim Ayna ve Dört Bilinmeyen kitabında, (Cennet, Dünya,İnsan ve Madde) adındaki dört bilinmeyeni ve polinom denklemi sitemlerini kullanarak 288 tane problemin nasıl çözüleceğini göstermiştir.
Zhu Pascal üçgeninden çok yararlanmıştır. Ayrıca matris hesabından yüzlerce yıl önce, doğrusal denklem sistemlerini çözmek için yöntemler icat etmiştir.
Yang Hui (楊輝, c. 1238 – 1298) was a Chinese mathematician and writer during the Song dynasty. He studied magic squares and magic circles, the binomial theorem, quadratic equations, as well as Yang Hui’s triangle (known in Europe as Pascal’s triangle).
Yang also wrote geometric proofs, and was known for his ability to manipulate decimal fractions.
Qin Jiushao (秦九韶, c. 1202 – 1261) Çinli bir matematikçi, mucit ve politikacıydı. Shùshū Jiǔzhāng adlı kitabında _Çin Kalan Teoremi_ni de içeren pek çok matematiksel keşif ve anketçilik, meteoroloji ve askerlik hakkında yazılar yer alır.
Qin, bugün Horner metodu olarak bilinen, polinom denklemlerini sayısal olarak çözmekte kullanılan bir yöntem geliştirmiştir. Üçgenin alanını, üç kenar uzunluğu cinsinden ifade eden bir formül bulmuş, aritmetik serilerin toplamlarını hesaplamış ve Çin matematiğinde “sıfır” için bir sembol üretmiştir.
Qin aynı zamanda düşen yağmur miktarını ölçmek ve tarım için önemli olan hava durumu verisini toplamak için kullanılan _Tianchi havuzları_nı icat etmiştir.
Nasir al-Din Tusi (1201 – 1274, نصیر الدین طوسی), also known as Muhammad ibn Muhammad ibn al-Hasan al-Tūsī, was an architect, philospher, physician, scientist, and theologian, as well as a prolific writer.
Many consider Al-Din Tusi to be the father of trigonometry, and he was perhaps the first person to work on trigonometry independent of astronomy. He also proposed and studied the Tusi couple: a device in which a circle rolls around the inside of a larger circle with twice the diameter.
Li Ye (李冶, 1192 – 1279) was a Chinese mathematician. He improved methods for solving polynomial equations, and was one of the first Chinese scientists to propose that the Earth is spherical.
Daha çok Fibonacci adıyla bilinen Leonardo Pisano (1175 – 1250) İtalyan bir matematikçiydi. Kendi adıyla anılan sayı dizisiyle anılır: 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, …
Fibonacci, 12. Yüzyılda hala Roma rakamlarını (I, V, X, D, …) kullanan Avrupa’da Arap rakamlarını (0, 1, 2, 3, 4, ...) popülerleştirmiştir. Tüccarlar için pratik bir kitap olarak yazdığı “Liber Abaci” adındaki kitabında onluk sayı sitemini açıklamıştır.
Bhaskara II (1114 – 1185) Hintli bir matematikçi ve astronomdur. Newton ve Leibniz’den 500 yıl önce, kalkülüs hesabının bazı kavramlarını keşfetmiştir. Bhaskara aynı zamanda sıfır ile bölmenin sonsuz sonucunu vereceğini göstermiş, ikinci, üçüncü ve dördüncü derece bir çok denklemi ve çeşitli Diofant denklemlerini çözmüştür.
Bhaskara II (1114 – 1185) was an Indian mathematician and astronomer. He discovered some of the basic concepts of calculus, more than 500 years before Leibnitz and Newton. Bhaskara also established that division by zero yields infinity, and solved various quadratic, cubic, quartic and Diophantine equations.
__Ömer Hayyam(عمر خیّام, 1048 – 1131) İranlı bir matematikçi, astronom ve şairdi. Bütün üçüncü derece denklemleri sınıflandırıp çözmeyi başarmış ve Öklid’in paralellik aksiyomunu anlamanın yeni bir yolunu bulmuştur. Hayyam aynı zamanda güneşe dayalı hassas bir takvim olan _Celali takvimi_ni tasarlamıştır. Bu takvim hala kimi ülkelerde kullanılmaktadır.
Jia Xian (賈憲, c. 1010 – 1070) was a Chinese mathematician during the Song dynasty. He described Pascal’s triangle, more than six centuries before Pascal, and used it to calculate square and cube roots.
Hasan Ibn al-Haytham (أبو علي، الحسن بن الحسن بن الهيثم, c. 965 – 1050), İslam’ın Altın Çağı olarak adlandırılan dönemde Kahire’de yaşamış ve matematik, fizik, astronomi, felsefe ve tıp alanlarında eğitim almıştır. Al- Haytham, Rönesans döneminde Avrupa’da yaşamış biliminsanlarından asırlar önce bilimsel yöntemin savunucularındandı. Bilimsel yöntem, herhangi bir bilimsel hipotezi deneyler ve matematiksel mantık kullanarak doğrulamaya dayanır.
Al-Haytham özellikle optik ve görme algısı ile ilgileniyordu. Kendisi, doğal sayıların dördüncü kuvvetlerinin toplamını (
Muhammad Al-Karaji (ابو بکر محمد بن الحسن الکرجی, c. 953 – 1029), İranlı bir matematikçi ve mühendisti. Kendisi, bugün adına “Tümevarım Yöntemi” dediğimiz ispat yöntemini kullanan ilk kişidir. Bu yöntemle Binom Teoremi’ni kanıtlamıştır.
Al-Ṣābiʾ Thābit ibn Qurrah al-Ḥarrānī (ثابت بن قره, c. 826 – 901 CE) was an Arabic mathematician, physician, astronomer, and translator. He lived in Baghdad and was one of the first reformers of the Ptolemaic system of our solar system.
Thābit studied algebra, geometry, mechanics and statics. He discovered an equation for finding amicable numbers: numbers which have the same sum of factors. He calculated the solution to the “chessboard problem” involving exponential series, computed the volume of paraboloids, and found a generalization of Pythagoras’ theorem.
İranlı matematikçi Muhammad El-Harizmi (محمد بن موسى الخوارزمي, 780 – 850) Bağdat’taki müslüman Abbasiler döneminin altın çağında yaşamıştır. İskenderiye kütüphanesinin yok edilmesinin ardından ilk büyük kitap koleksiyonuna sahip “Bilgelik Evi”nde çalışmıştır.
El-Harizmi “cebirin babası” olarak anılır, hatta cebir kelimesi, en önemli eserinin Arapça adı olan “al-Kitāb al-mukhtaṣar fī ḥisāb al-jabr wal-muqābala”dan (Tamamlama ve Dengeleme ile Hesaplama Üzerine Özlü Kitap) gelir. Bu eserinde doğrusal ve ikinci derece denklemlerin nasıl çözüleceğini göstermiştir. Kitabı yüzyıllar boyunca Avrupa’daki üniversitelerde okutulan temel matematik kitaplarındandır.
El-Harizmi aynı zamanda astronomi ve coğrafya konularında da çalışmıştır ve “algoritma” kelimesi, El-Harizmi’nin adından gelir.
Bhaskara I (c. 600 – 680 CE) was an Indian mathematician, and the first to write numbers in the Hindu decimal system with a circle as zero. His commentary on Aryabhata’s work is one of the oldest known Sanskrit prose works on mathematics and astronomy, and includes a unique rational approximation for the sin function.
Hintli matematikçi Brahmagupta (c. 598 – 668 AD) sıfır ve negatif sayılar ile toplama, çıkarma ve çarpmanın kurallarını bulmuştur. Aynı zamanda bir astronomdu ve matematikte bir çok keşifler yaptı.Ne yazık ki yazılı çalışmalarında kanıtlara yer vermemiştir, bu sebeple sonuçlarını nasıl elde ettiğini bilemiyoruz.
Aryabhata (आर्यभट) Hint matematiğinin altın çağının ilk matematikçilerinden ve astronomlarındandır. Trigonometrik fonksiyonları tanımlamış, ikinci derece denklem sistemlerini çözmüş, _π_’nin yaklaşık değerlerini hesaplamış ve _π_’nin irrasyonel olduğunu fark etmiştir.
Zu Chongzhi (祖沖之, 429 – 500 CE) was a Chinese astronomer, mathematician, writer, politician and inventor.
He calculated Pi accurately to 7 decimal places – a record which was not surpassed until 800 years later. To do this, he approximated a circle with a 24,576-sided polygon.
Zu also discovered the formula
Hypatia(360-415) antik İskenderiye’de önemli bir astronom ve matematikçiydi. Aynı zamanda çalışmalarının nispeten iyi kayıtlarının tutulduğu ilk kadın matematikçidir. Zamanının pek çok bilimsel kitabını düzenlemiş ve haklarında yorumlar yazmıştır. Aynı zamanda usturlablar ve hidrometreler yapmıştır.
Zamanında çok iyi bir öğretmen olarak ün salmış ve İskenderiye’nin Romalı yöneticisi Orestes’e danışmanlık yapmıştır. Orestes’in İskenderiye papazı Cyril ile kavgasından dolayı, sinirli ve saldırgan bir Hristiyan topluluğu tarafından Hypatia öldürülmüştür.
The mathematician and writer Liu Hui (c. 225 – 295 CE) lived during the Three Kingdoms period of China. He might be the first mathematician to understand and use negative numbers, while writing a commentary with solutions for The Nine Chapters on the Mathematical Art, a famous Chinese book about mathematics.
Diyofant Helenistik dönemde İskenderiye’de yaşamış bir matematikçidir. Çalışmaları genelde çok bilinmeyene sahip polinom denklemlerini tamsayılarda çözmek üzerinedir. Bu tür denklemlere günümüzde Diyofant denklemleri denir ve günümüzde önemli bir araştırma konusudur.
Pierre de Fermat, yüzyıllar sonra Diyofant’ın kitaplarından birini okuduğu sırada bu tarz bir denklemin çözümü olmadığını öne sürmüştür. Bu önerme “Fermat’nın Son Teoremi” olarak bilinir, ve ancak 1994 yılında kanıtlanabilmiştir.
Claudius Ptolemy ( 100 – 170 ) Greko-Romen bir matematikçi, astronom, coğrafyacı ve astologdu. En çok Dünya’nın evrenin merkezinde yer aldığını ve güneş ve diğer gezegenlerin onun etrafında döndüğünü öne sürdüğü yermerkezli evren modeli ile tanınır.
Bugün bu modelin doğru olmadığını bilsek de, Ptolemy’nin bilim üzerindeki etkisi tartışmasızdır. Yüzyıllar boyunca geçerliliğini koruyan, pek çok pratik uygulaması olan trigonometrik tablolar geliştirmiştir. Ayrıca detaylı Dünya haritaları hazırlamış, optik ve müzik teorisi üzerinde yazılar yazmıştır.
Nicomachus of Gerasa ( 60 – 120) bir antik Yunan matematikçisiydi. Ayrıca sayıların mistik özellikleri üzerinde çok düşünmüştür. Aritmetiğe Giriş isimli kitabı, mükemmel sayıların ilk yazılı olarak ortaya çıktığı kaynaktır.
Heron of Alexandria ( Ἥρων ὁ Ἀλεξανδρεύς, c. 10 – 70 CE) was a Greek mathematician and engineer. He lived in the city of Alexandria in Egypt, and is one of the greatest “experimenter” of antiquity.
His inventions include windmills, pantograph, as well as a radial steam turbine called aeolipile or Hero’s engine. Hero’s formula allows you to calculate the area of any triangle, using just the length of its three sides.
Hipparchus of Nicaea (Ἵππαρχος, c. 190 – 120 BCE) was a Greek astronomer and mathematicians, and one of the greatest astronomers of antiquity.
Hipparchus made detailed observations of the night sky and created the first comprehensive star catalog in the western world. He is considered the father of trigonometry: he constructed trigonometric tables and used these to reliably predict solar eclipses. He also invented the astrolabe and solved different problems in spherical trigonometry.
__Perge’li Apollonius __ (M.Ö. 200 ) bir koninin düzlemle kesilmesiyle oluşan şekillerin _ “dört koni kesiti” _ analizi üzerine yaptığı çalışmalarıyla ünlü Yunan matematikçi ve astronomdur.
Eratosthenes (M.Ö. 276 – 195 ) Cyrene’de doğmuş Yunan matematikçi, coğrafyacı, astronom, tarihçi ve şairdi. Yaşamının uzun bir süresinde Mısır’da bulunan İskenderiye kütüphanesinin yönetimi ile meşgul olmuştur.
Diğer birçok başarısının yanı sıra, Dünya’nın çevresini hesaplamış, eksen eğikliğini ölçmüş, dünya ile güneş arasındaki mesafeyi tahmin etmiş ve ilk dünya haritasını çizmiştir.
Ayrıca asal sayıları bulmak için “Eratosthenes Kalburu” isminde bir yöntem geliştirmiştir.
Arşimed (M.Ö. 287 – 212 ) eski bir Yunan bilim insanı ve mühendisiydi. Tüm zamanların en büyük matematikçilerinden biriydi. Birçok matematik kavramını keşfetti. Geometri, analiz ve mekanik alanlarında çalıştı.
Arşimed, banyo yaparken, cisimlerin suya batırılımasıyla meydana gelen suyun yer değiştirme miktarını kullanarak düzensiz cisimlerin hacmini belirlemenin bir yolunu buldu. Bu keşif sayesinde öylesine heyecanlandı ki, sokakta, hala soyunmuş halde iken “Eureka!” diye bağırdı (Yunanca’da “Onu buldum!”).
Sicilya'daki memleketi Syracuse'nin kuşatması sırasında, bir mühendis olarak, ustalıkla savunma makineleri yaptı. İki yıl sonra, Romalıların sonunda girmeyi başardığı Syracuse’ta Arşimed öldürüldü. Son sözleri, o sırada üzerinde çalıştığı “Çemberlerime dokunma” idi.
Pingala (पिङ्गल) M.Ö. 300 yıllarında yaşayan eski bir Hint şairi ve matematikçiydi, fakat hayatı hakkında çok az şey biliniyordu. Sanskrit şiirini matematiksel olarak analiz ettiği Chandaḥśāstra'yı yazdı. Bu kitap ayrıca ikili sayılar, Fibonacci sayıları ve Pascal üçgeni hakkında bilinen ilk açıklamaları içeriyordu.
İskenderiye’li Öklid (M.Ö. 300 civarında) geometrinin babası olarak bilinen Yunan bir matematikçiydi. Öklid geometrisini tanıtan ve geometri ile sayı teorisinde birçok önemli ispat içeren _Elementler _ adında bir kitap yazdı. Bu kitap, 19. yüzyıla kadar ana matematik ders kitabı olarak kullanıldı. İskenderiye'de matematik dersleri verdi, fakat hayatı hakkında çok az şey biliniyor.
Aristoteles (Ἀριστοτέλης) Antik Yunan’da bir filozoftu. Öğretmeni Platon ile birlikte “Batı felsefesinin babası” olarak kabul edilir. Ayrıca Büyük İskender'in de hocasıydı.
Aristoteles bilim, matematik, felsefe, şiir, müzik, politika, sözbilim ve dilbilim gibi konularda pek çok eser vermiştir. Çalışmaları Ortaçağ'da ve Rönesans döneminde oldukça etkiliydi ayrıca etik ve diğer felsefi sorular hakkındaki görüşleri bugün hala tartışılmaktadır.
Aristoteles, bilim ve matematik alanındaki uygulamaları da dahil olmak üzere, mantığı sistem olarak inceleyen ilk kişidir.
Eudoxus of Cnidus (Εὔδοξος ὁ Κνίδιος, c. 390 – 337 BCE) was an ancient Greek astronomer and mathematician. Among his most enduring contributions to astronomy are his planetary models.
History remembers him as the first to write mathematical explanation of the planets. He developed the method of exhaustion in mathematics, which laid the foundation for integral calculus. Eudoxus traveled to several places around the Mediterranean to study. He studied under Plato in Athens, Greece and under Egyptian priests in Heliopolis, Egypt. He later returned to Athens to teach in Plato's Academy during the time Aristotle was a student.
Platon_ (M.Ö. 425 – 347 ) antik Yunan’da bir filozoftu, - öğretmeni Socrates ve öğrencisi Aristoteles ile birlikte- Batı felsefesi ve biliminin temelini attı.
Platon, Batı dünyasında ilk yüksek öğrenim kurumu olan Atina Akademisi'ni kurdu. Felsefe ve teoloji, bilim ve matematik, politika ve adalet üzerine yaptığı birçok yazı onu tüm zamanların en etkili düşünürlerinden biri yapar.
Yunan matematikçi Demokritos (M.Ö. 460 – 370 ), tüm maddenin minik atomlardan oluştuğunu iddia eden ve “modern bilimin babası” olarak nitelendirilen ilk kişi olabilir. Ayrıca, prizmaların ve konilerin hacminin formülü de dahil olmak üzere geometride birçok keşifler yaptı.
Zeno of Elea (c. 495 – 430 BCE) was a Greek philosopher who his known for his famous paradoxes, which have fascinated mathematicians for centuries.
One example is the paradox of motion: imagine that you want to run a 100 meter race. You first have to run half the distance (50 meters). But before doing that, you have to run a quarter of the distance (25 meters). Before running a quarter, you have to run
Samos’lu Pisagor (M.Ö 570 – 495 ) bir Yunan filozof ve matematikçiydi. Kendisi Pisagor Teoremi ile bilinse de, daha birçok matematiksel ve bilimsel keşifleri vardır.
Pisagor, müziği matematikle açıklamaya çalıştı ve frekanslarının oranı basit bir kesirse, iki ses tonunun (ünsüz) birlikte kulağa “hoş” geldiğini keşfetti.
Ayrıca İtalya’da, öğrencilerinin neredeyse matematiğe bir din gibi ibadet ettiği, bazı tuhaf kuralları olan bir okul kurdu - ancak okul sonunda düşmanları tarafından yakıldı.
Milet’li Tales (M.Ö. 624 – 546 ) Yunan bir matematikçi ve filozoftu.
Thales genellikle Batı medeniyetinde ilk bilim insanı olarak tanınır: doğal fenomenleri din ya da mitoloji kullanmak yerine bilimsel bir yaklaşımla açıklamaya çalıştı. Ayrıca tarihte matematiksel bir keşfe ismi verilen ilk kişidir: Thales teoremi.
The Ishango Bone is possibly the oldest mathematical artefact still in existence: it was discovered in 1950, in the Democratic Republic of Congo in central Africa, and is named after the region where it was found. It is dates back to the Upper Paleolithic period of human history, and is approximately 20,000 years old.
The bone is 10 cm long and contains a series of notches, which many scientists believe were used for counting. The grouping of the notches might even suggest some more advanced mathematical understanding, like decimal numbers or prime numbers.
In ancient Mesopotamia, almost 10,000 years ago, scribes and merchants started using small, three-dimensional clay objects as counters, to represent certain quantities, units or goods. Thousands of these were found on archaeological sites across the Middle East, like these from Tepe Gawra in Iraq (from around 4000 BCE):
The cone, sphere and flat disc were used to represent small, medium and large measures of grain. The tetrahedron probably measured the amount of work done in one day.
These two tablets from Susa in Iran were created around 3200 BCE and used a more advanced technique: the counters were pressed into the clay while it was still soft, to create a record:
Again, the triangular and circular impressions represent smaller and larger measures of grain. The patterns across the rest of the tablet were the official seals of the scribes.
These simple markings actually laid the foundations for cuneiform, one of the first writing system in history.
This is the oldest known clay tablet with mathematican computations – it was created around 2700 BCE in Sumer, one of the earliest civilisations that flourished in the Middle East.
It shows a multiplication table in cuneiform, which may have been used by student scribes to learn mathematics.
This tablet shows a multiplication table that was created around 2600 BCE in the Sumerian city of Shuruppak. It is one of the oldest mathematical tablets we have ever discovered.
The table has three columns. The dots in the first two columns represent distances ranging from around 6 meters to 3 kilometres. The third column contains the product of the first two, which is the area of a rectangle with the given dimensions.
Sumer was a region of ancient Mesopotamia in the Middle East. They invented Cuneiform as one of the earliest writing systems, by pressing small, wedge-shaped markers into clay tablets like this one. They also developed the base-60 number system.
This Babylonian clay tablet, called Plimpton 322, was created around 1750 BCE in Sumeria, during the reign of Hammurabi the Great.
While more than 1000 years older than Pythagoras, the rows and columns on this table contain Pythagorean triples: integer solutions for the equation
The exact purpose of the tablet has been debated by archeologists. Some think that it was a “teachers aid”, designed to help generate right-angled triangles. Others think it may be a very early trigonometry table.
This circular tablet from the Yale Babylonian Collection, called YBC 7289, was created around 1800 – 1600 BCE in ancient Babylon. It shows the geometric diagram of a square with its diagonals.
The cuneiform numerals indicate that one side of the square is 30 units long, and show how to find the length of the diagonal:
The tablet shows that Babylonian scribes knew Pythagoras’ theorem, more than 1000 years before Pythagoras was even born. They were also able to calculate square roots and had an estimate for
While this simple tablet may have just been a practice exercise by a novice scribe, its mathematical and historical importance is enormous.
These two clay tablets from the Yale Babylonian Collection were created between 1800 and 1600 BCE, and contain exercises by student scribes, to calculate the area of different geometric shapes.
Tablet YBC 7290 shows how to calculate the area of a trapezium, by multiplying the average of the bases and the average of the sides.
Tablet YBC 11120 shows how to calculate the area of a circle, using the approximation
The Rhind Papyrus is one of the most famous mathematical documents from ancient Egypt. It was written around 1550 BCE by a scribe called Ahmose, who is maybe the earliest contributor to maths in history, whose name we still know today.
The papyrus is around 2 meters long and contains 84 problems about multiplication, division, fractions, and geometry. It was probably used as a kind of “textbook” by other scribes.
One of the most notable sections is a
The papyrus is named after Scottish antiquarian Alexander Henry Rhind, who purchased it in Luxor, Egypt. Today, most of its remains are located at the British Museum in London.
Menna was a chief scribe in ancient Egypt, and in charge of measuring the size of fields for farming, inspected crop yields, reporting to the Pharaoh’s central field administration, and calculating taxes.
The wall paintings in his tomb show the different measuring and calculating techniques used more than 3,000 years ago. For example, in the first row, you can see how long distances were measured using ropes with knots at regular intervals.
The tomb was built around 1420 BCE in the Valley of the Kings.
Here you can see a set of 21 Bamboo Strip that were created around 2300 years ago in China. When arrenged correctly, they form a multiplication table in base 10, written in ancient Chinese calligraphy.
While earlier civilisations like the Babylonians created multiplications tables in base 60, this is by far the oldest known decimal multiplication table – and it looks very similar to what we still use today.
Around 300 BCE, Euclid of Alexandria wrote The Elements, collection of 13 books that contained mathematical definitions, postulates, theorems and proofs, and covering topics like geometry and number theory.
It is one of the most famous books ever written, and one of the most influential works in the history of mathematics. Copies were used as textbooks for thousands of years and studied all around the world, with thousands of new editions published
No original copies of the Elements still exist today. This small papyrus fragment dates back to around 100 AD, and may be a part of the oldest existing copy of Euclid’s work.
It is part of the Oxyrhynchus papyri, which were found in 1897 in an ancient rubbish dump in Egypt. The diagram shows the 5th proposition in book 2 of the Elements, a geometric version of the identity
A palimpsest is a scroll or parchment from which the text has been washed or scraped off so that it can be reused. This method was common in the Middle Ages – even for documents by brilliant scientists and mathematicians.
Archimedes of Syracuse lived in the 3rd Century BCE and was one of the greatest mathematicians in history. A Greek copy of some of his work, created around 1000 CE in Byzantium, was later overwritten by Christian monks in Palestine. More recently, forgers added pictures to increase the value of the documents.
In 1998, scientists started studying the Archimedes Palimpsest, and used X-rays, ultraviolet and infrared light to uncover the hidden original text.
The Suàn shù shū (筭數書), which means Book on Numbers and Computation, is one of the oldest mathematical manuscripts from China. It was written around 200 BCE and consists of 200 strips of bamboo.
There are 69 problems, each with a solution, covering topics like arithmetic, fractions, integer factorisation, geometric sequences, inverse proportions, unit conversion, and error handling. Geometry problems show how to find the area of circles and rectangles, as well as the volume of three-dimensional solids, while assuming that
The inscription on this stone includes the oldest known use of the number zero: it dates back to the Khmer civilisation in Cambodia, around the year 683 CE.
Part of the text contains the number 605. Can you
Many ancient civilisations, like the Greeks and Romans, did not have a “zero” in their numeral system. From Cambodia, the concept was passed to India, where the Hindu-Arabic numeral system originated. From there, it spread to the Middle East and Europe, and we still use it today.
Some ancient American civilisations like the Maya also used zero in their calendars, but their numbers systems did not survive colonisation.
The title of the book Al-kitāb al-mukhtaṣar fī ḥisāb al-ğabr wa’l-muqābala (الْكِتَابْ الْمُخْتَصَرْ فِيْ حِسَابْ الْجَبْرْ وَالْمُقَابَلَة, short just __Al-Jabr__) translates to The Compendious Book of Calculations by Completion and Balancing.
Page 15 from a translation of Al-Jabr, which shows how to solve quadratic equations of the form
It was written by the Persian mathematician Muḥammad ibn Mūsā al-Khwārizmī around 820 CE, and established Algebra as a new area of mathematics. In fact, the name algebra derived from the word al-ğabr in the title of the book.
Al-Khwārizmī is often called the father of algebra. In the book, he shows how to solve linear and quadratic equations, how to calculate the area and volume of certain geometric shapes, and he introduces the concept of “balancing” when solving equations.
Maqalah fi al-jabra wa-al muqabalah, which means Demonstration of Problems in Algebra, is a manuscript written by the Persian mathematician Omar Khayyam, around 1100 CE.
Khayyam managed to classify and solve all cases of cubic equations, using the intersection of conic sections. For example, on this page he shows how to solve equations of the form
He also explored a triangle of binomial coefficients. In Iran, this triangle is called the Khayyam triangle, while in Europe and America it is more commonly known as Pascal’s traingle.
The Lilāvatī is the first volume of a series of books written by Bhāskara II, one of the greatest mathematicians and astronomers in medieval India. It was published around 1150, when he was 36 years old.
Bhāskara wrote the book for his daughter, and the title actually means “playful”. He writes about problem-solving, number sequences, Pythagoras’ theorem, combinatorics, and many other topics.
These two pages show a problem about a pet peacock standing on a column, which can be solved using Pythagoras’ theorem.
In the following volumes, Bhāskara also writes about algebra and astronomy. The combined work is called Siddhānta-Śiromani, which is Sanskrit for Crown of Treatises.
Very few Mayan documents have survived until today: one of them is the Dresden codex. It was created in the 13th century and describes Mayan mathematics and astronomy.
The Mayan number system had base 20 – using both fingers and toes for counting. Every digit from 1 to 19 consists of circles (representing 1) and horizontal lines (representing 5). Can you work out what all the numbers on this page are?
The Dresden Codex was used as a divination almanac, to record the date of astronomical events important for certain rituals. This fragment may contain the dates of eclipses of the planet Venus.
The Liber Abaci, Latin for Book of Calculation, was published in 1202 by Leonardo Fibonacci, the son of an Italian merchant. Together with his father, he spent his youth travelling around the Mediterranean.
He studied mathematics from Islamic scholars and learned about new ideas like algebra and the Hindu–Arabic numerals, both of which greatly simplified business transactions. When he returned to Italy, Fibonacci wrote a book about everything he learned.
He first introduced our current number system to Europe, which was still using Roman numerals at the time, and explained how to convert between both systems. In later chapters, he explains how to calculate profit and interest, how to approximate irrational numbers, how to determine whether a number is prime, and many other topics in mathematics. Most famously, he shows how rabbit populations might grow using the numbers 1, 1, 2, 3, 5, 8, … These numbers are now known as Fibonacci numbers.
The Siyuan Yujian (四元玉鉴), which means Jade Mirror of the Four Unknowns, is a masterpiece of Chinese mathematics, published in 1303 by Zhu Shijie. It consists of four individual books and 288 different problems.
Zhu shows how to solve problems using systems of polynomial equations with up to four unknown variables, 天 (Heaven), 地 (Earth), 人 (Man) and 物 (Matter). He explains how to eliminate variables and how to find the side length of two and three-dimensional shapes given their volume or area.
To solve some of these problems, Zhu even used the numbers in Pascal’s triangle, more than 300 years before Pascal was born!
A modern copy of diagrams from the Siyuan Yujian
Zhu also published a number of other mathematics texts, like the Suanxue Qimeng (New Arithmetic Enlightenment) in 1299. This textbook is written in verse, like many similar books at the time, which makes it wasy to memorise the arithemtic calculations.
Quipu are a recording system that was used by the Incan civilisation in South America around 1400 – 1560. They consist of many strings with small knots, all of which are attached to one larger rope. The type and position of the knots, as well as the colour of the strings, was used to record numbers, dates and maybe even text.
The Incans used a decimal number system like we do today. The position of a knot indicates the place value (ones, tens, hundreds, …). Different types of knots (e.g. figure-8 knots and long-knots) represents the digit from 0 to 9.
When the Italian mathematician Luca Pacioli needed illustrations for his book De divina proportione (published in 1509), he asked Leonardo Da Vinci, a renown artist and former student.
Da Vinci created 60 different images of polyhedra. He often made a solid version, as well as a transparent version that only shows the edges, which was a completely new way to represent these 3-dimensional solids.
The Codex Mendoza is a description of the Aztec civilisation, which was commissioned in 1541 by Antonio de Mendoza. Its three sections explain the history and daily life of the Aztec people and list the different rulers and towns that were conquered.
The codex also contains examples of the Aztec calendar system, which you can see along the blue bar. Each of the symbols represents a date, and consists of a small image combined with several small circles.
The Aztec calendar used 20 day signs represented by a small image (crocodile, wind, house, lizard, snake, rabbit, water, etc.), together with up to 13 circles. This gives a cycle of 20 × 13 = 260 days.
Can you see which dates are be represented by the symbols on this page?